Çocuk & Genç/YetişkinGenç Yetişkin

The Giver

The Giver

“Lois Lowry’nin “The Giver” adlı distopik romanı, okuyucuyu sıradışı bir dünyanın derinliklerine götürür. Hikaye, sakin ve denge içinde görünen bir toplumun aslında derin bir sırrı sakladığını keşfeden genç bir erkek olan Jonas’ın gözünden anlatılır. Jonas, toplumunun sıkı kurallarına ve rutinlerine tanık olurken, onun farklı düşünme yeteneğini ve merakını keşfeder. Ancak, toplumunun aslında ne kadar sınırlı ve kontrol altında olduğunu öğrendikçe, hayatının ve toplumunun gerçek doğasını sorgulamaya başlar. İşte bu noktada, Jonas’ın hikayesi, okuyucuları distopik bir dünyanın içine çeker ve insan doğasının karmaşıklığını ve özgürlüğün değerini sorgulamaya davet eder.”

The Giver
The Giver

Giriş

Lois Lowry’nin distopik dünyasına hoş geldiniz: “The Giver”, sıradışı bir toplumun içine sokan ve okuyucuları insan doğasının derinliklerine daldıran bir başyapıttır. Roman, Jonas adında genç bir erkeğin yaşadığı sakin ama gerçekte karanlık bir dünyayı keşfetmesini anlatır.

Jonas, toplumunun Asher, Fiona ve Lily gibi diğer gençlerle birlikte yaşadığı bir toplumda büyümektedir. Ancak, bu toplumun göründüğü gibi mükemmel olmadığı açıkça görülmektedir. Renklerin, duyguların ve kişisel seçimlerin bastırıldığı, tek tip bir yaşamın hüküm sürdüğü bir dünya vardır. Her şeyin düzen içinde olduğu ve herkesin rolünü olduğu düşünülür.

Ancak, Jonas, Çalışma Yönergesi’nin (Assignment Day) ardından Toplum’un Geçmişi’ni (Memory of the Community) öğrenmek için “The Giver” olarak bilinen yaşlı bir adamla tanışır. Bu buluşma, Jonas’ın yaşamında bir dönüm noktası olur çünkü “The Giver”, ona geçmişin gerçeklerini ve duygularını öğretir. Jonas, toplumunun gerçek doğasını ve kontrol edilen, duygularından yoksun bir yaşam sürmek yerine özgürlük ve gerçeklik arayışını keşfetmeye başlar.

Bu noktada, okuyucular, Jonas’ın içsel dünyasına ve toplumunun karmaşıklığına derinlemesine dalmaya başlar. “The Giver”, sadece bir distopik hikaye değil, aynı zamanda insan doğasının ve özgürlüğünün derinlemesine bir araştırmasıdır. Bu giriş, okuyucuların romanın geri kalanında yaşananların ve keşfedilen temaların zenginliğine hazırlanmasına yardımcı olur.

Gelişme

Jonas, “The Giver” ile tanıştıktan sonra, toplumunun aslında ne kadar sınırlı ve kontrol altında olduğunu keşfetmeye başlar. “The Giver”, Jonas’a Renkler Dünyası’nı ve duyguları öğretirken, toplumunun gerçek doğasını ve geçmişte yaşananları gösterir. Bu bilgi, Jonas’ın düşünce yapısını değiştirir ve onu toplumunun sorgulayıcısı haline getirir.

Jonas, toplumunun karanlık yönlerini keşfederken, aynı zamanda arkadaşları ve ailesiyle olan ilişkilerinde de çatışmalar yaşar. Asher, Fiona ve Lily gibi yakın arkadaşları, toplumun normlarına sadık kalmaya devam ederken, Jonas, onların düşüncelerini ve davranışlarını sorgular. Ailesiyle olan ilişkilerinde de benzer çatışmalar yaşar çünkü onlar, toplumun kurallarını sorgulamadan kabul etmeye devam ederler.

Jonas’ın gelişimi, toplumunun gerçek doğasını öğrenmesiyle birlikte hızlanır. Geçmişte yaşananlar ve duygular hakkındaki bilgi, onun düşünce yapısını ve davranışlarını derinden etkiler. Jonas, toplumunun düzenini sorgulamaya ve değiştirmeye karar verir ve “The Giver” ile birlikte hareket etmeye başlar.

Jonas’ın içsel çatışmaları ve toplumunun sınırlarını zorlaması, okuyucuya derinlemesine bir karakter gelişimi ve toplumsal değişim sürecini sunar. Bu süreçte, Jonas’ın yaşadığı zorluklar ve zaferler, romanın ana temasını ve mesajını güçlendirir. Jonas’ın hikayesi, bireyin özgürlüğünü ve insan doğasının karmaşıklığını anlama yolculuğunu vurgular.

Sonuç

Jonas’ın hikayesi, toplumunun sınırlarını zorlayan bir kişisel ve toplumsal dönüşüm hikayesidir. “The Giver” ile tanıştıktan sonra, Jonas, toplumunun gerçek doğasını ve kontrol altındaki yaşamın getirdiği sınırlamaları keşfetmeye başlar. Bu keşif süreci, onun içsel dünyasında derin bir değişim başlatır ve onu toplumunun sorgulayıcısı haline getirir.

Jonas’ın toplumu sorgulama ve değiştirme çabaları, cesur bir yolculuğun başlangıcını işaret eder. “The Giver” ile birlikte hareket ederek, Jonas, toplumunun sınırlarını zorlar ve insan doğasının özgürlüğünü ve çeşitliliğini keşfetmeye başlar. Bu süreçte, Jonas’ın karşılaştığı zorluklar ve engeller, onun karakterinin derinliğini ve gücünü ortaya koyar.

Romanın sonunda, Jonas ve “The Giver”, toplumlarını değiştirmek için cesur bir adım atarlar. Jonas’ın toplumunu dönüştürme çabaları, okuyuculara umut dolu bir mesaj verir: Bireyin cesareti ve kararlılığı, değişimin ve ilerlemenin anahtarıdır. Jonas’ın hikayesi, kişisel özgürlük, insan doğası ve toplumsal değişim üzerine derin bir düşünce ve tartışma sunar.

Sonuç olarak, “The Giver”, okuyuculara insanın içsel dünyasının karmaşıklığını ve özgürlüğünün değerini anlatırken, aynı zamanda toplumsal yapıların sorgulanması ve değiştirilmesi gerekliliğini vurgular. Jonas’ın hikayesi, insanın doğasını anlama ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirme yolunda ilerleme çağrısı yapar.

Sizin İçin Önerilen Diğer Eser : The Perks of Being a Wallflower

Bu Link Üzerinden Satın Alma Yapabilirsiniz : The Giver 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu